Öğrenciler, anne-babalar ve öğretmenler arasında çok sık kullanılan, özellikle son yıllarda giderek artan bir problemi çok duyar olduk. Derslere odaklanamamak. Bu problemin birden fazla nedeni olabildiği gibi, bu yazımda meslek hayatımda dikkatimi çeken ve çok önemli olduğunu düşündüğüm bir nedenden bahsetmek istedim. Bu problem hemen hemen bütün derslerde ortaya çıktığı gibi özellikle branşım olan fizik dersinde hastalığa dönüşmektedir. Bunun sonucunda da öğrencilerde fizik dersine karşı bir önyargı oluşmaktadır. Fizik dersi anlaşılamaz ve zor bir ders olarak nitelendirilmektedir.
Fizikçe dinlemek, fizikçe düşünmek, fizikçe anlamak, fizikçe yazmak… Kendimizi fizik dersine bu kadar yabancı hissediyorsak gelin fizik dersini yabancı bir dile benzetelim. Nasıl her dilin bir alfabesi varsa fizik dersinin de bir alfabesi vardır. Bu alfabe fizikteki terimlerin sembolleridir. Bu sembolleri ezbere bilmek fizik dilini konuşabilmek için gereklidir. Aynı şekilde nasıl yabancı dil öğrenmek için kelimelere hakim olmanız, o dilde okuduğunuz yazıları ve o dildeki bir dersi anlamanızda etkili oluyorsa fiziksel terimleri bilmeniz de fizik dersini anlamanıza ve kısa sürede konuya hakim olmanıza yardımcı olacaktır. Çünkü derslerde fizik öğretmeniniz her ne kadar konuyu Türkçe anlatsa da aralarda kullandığı fiziksel terimlerle kurduğu cümlelerde dersten kopmanıza ve derse odaklanamamanıza neden olmaktadır. Hele bir de fizik dersinin Türkçe değil de yabancı dilde anlatıldığı derste iseniz iki yabancı dili aynı anda anlamaya çalışmak daha büyük problemlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Dolayısıyla fizik dersini dinlemeden veya çalışmadan önce terimlerin sembollerini, anlamlarını, formüllerini hatta birimlerini bilmeniz dersi dinlerken daha iyi anlamanıza, soruları çözerken ezberinizden değil de bilinçli bir şekilde çözmenize yardımcı olacaktır. Bu sayede artık fizik dersi sizin için korkulu bir dersten ziyade kolay, anlaşılabilir ve keyifli bir ders olacaktır.
